Ana içeriğe atla

D. EKONOMİ KURUMU



Ekonomi kelime anlamı olarak “ev işlerini idare etmek” demektir. Kavramsal tanımı ise, “mal ve hizmetlerin üretim, tüketim ve bölüşüm işlerini inceleyen bir bilimdir” demektir. İnsanlardaki sınırsız olan ihtiyaçları sınırlı olan kaynaklarla giderme çabası ekonomi olgusunu ortaya çıkarmıştır. Kaynaklarla ihtiyaçlar arasında denge kurmaya yönelik yerleşmiş ilişki kalıpları da ekonomi kurumunu oluşturmuştur. Sözü edilen ekonomik ilişki kalıpları; üretim, tüketim, bölüşüm ve alış - veriş ilişkileridir.

1. Ekonomiye ait bazı kavramlar

a) Arz: Üreticilerin piyasaya sürdükleri toplam mal ve hizmetlerdir. Arz belirli piyasada belirli bir
zamanda çeşitli fiyatlarda satıcıların (veya üreticilerin) satmaya razı oldukları mal ve hizmetin
miktarıdır.
b) Talep: Tüketicilerin toplam tüketim isteğidir. Belirli bir mal veya hizmetin belirli bir dönemde çeşitli fiyatlardan satın alınma miktarını ifade eder. Talep kanunu: Bir mal veya hizmetin fiyatı düştükçe talebi artar, fiyatı yükseldikçe talebi azalır. Veblen Malları (Gösterişe yönelik talep): Snop diye nitelendirilen kişiler, kendilerinden üstün kabul ettikleri kimselerin mallarını satın almak ve dikkat çekerek sosyal sınıf atlamak isterler. Bu nedenle snoplara hitap eden mallara olan talep, belirli bir fiyat düzeyinin üzerinde, fiyat yükseldikçe artar. Snopların talep kanununa ters düşen davranışlarına “gösterişe yönelik talep” , bu tür mallara da “Veblen malları” denir.
Türkiye’de de daha kaliteli olmadığı bilinmesine karşın, bazı markalı ithal malların çok yüksek
fiyattan alıcı bulması gösterişe yönelik talebe örnek olarak gösterilebilir.
c) Piyasa: Bir malı satmak isteyenler ile o malı satın almak isteyenlerin oluşturduğu mübadele ağıdır.
d) Denge fiyatı: Piyasalarda arz ve talep miktarlarının eşitlendiği fiyat düzeyidir.
e) Kartel: Büyük şirketlerin fiyat konusunda anlaşarak oluşturdukları anlaşmadır. Amaç serbest
rekabeti ortadan kaldırmaktır.
f) Damping: Bir malın dış piyasalarda maliyet fiyatının altında satılması işlemidir.
g) Otomasyon: Seri üretimin yapılmasını ifade eder.

2. Ekonomik Hayatta Yaşanan İstikrarsızlıklar

1) Enflasyon: Bir ekonomide, piyasadaki ürünlerin fiyatlarının genel seviyesindeki sürekli artışına
enflasyon denir. Ayrıca enflasyon paranın değer kaybederek alım gücünün düşmesi demektir. Genelde arz talep arasındaki dengesizlikten ortaya çıkar.
1.1) Talep Enflasyonu: Toplam talebin toplam arzdan fazla olması durumunda oluşan enflasyondur. Yani arzın talebi karşılayamaması durumudur. Karşılıksız para basılması, yurtdışındaki gelirlerin yurtiçinde harcanmak istenmesi para bolluğuna sebep olacak bu da daha fazla mal ve hizmet talepedilmesine ve fiyatların artmasına yol açacaktır.
1.2) Arz Enflasyonu: Üç türlüdür.
- Maliyet enflasyonu: Girişim, emek, sermaye gibi üretim faktörlerinin üretimdeki maliyetinin artması, toplam arzı azaltır ve fiyatları arttırır ve bu da enflasyonu yükseltir. Mesela; petrol fiyatındaki artış birçok mal ve hizmetlerin fiyatını arttırır.
- İthal enflasyon: Dışa bağımlı ekonomilerde ithal girdilerin fiyatlarının artması sonucu oluşur.
- Kâr enflasyonu: Şirketlerin anlaşarak mal ve hizmetlerin fiyatlarının arttırması sonucu oluşur.

2) Deflâsyon: Enflasyonun tersi bir durumdur. Arzın talepten çok olması durumunda görülür. Deflâsyon durumunda mal ve hizmetlerin fiyatları düşer. Fiyatların düşmesine bağlı olarak üretimi kısma zorunluluğu ortaya çıkar. Bunun sonucunda işsizlik artar, ücretleri düşürür. Arz karşısında talebi artırmak (reklâm, yeni pazar bulma, kredi imkânı, taksitli satış vb.) deflâsyona karşı alınabilecek önlemlerdir. c) Devalüasyon: Sabit döviz kuru sisteminde, ulusal paranın, yabancı paralar karşısında değerinin devlet eliyle düşürülmesine (döviz kurunun yükseltilmesine) denir. Özellikle enflasyonla tıkanan ihracatı açmak ve ekonomiyi canlandırmak için uygulanan bir ekonomik tedbirdir. Türkiye'de devalüasyon, Türk Lirası'nın Amerikan Doları karşısındaki değerine göre yapılmaktadır ve en son 2001 tarihinde % 28,4 oranıyla gerçekleştirilmiştir.

3) Revalüasyon: Devalüasyonun tersi bir durumdur. Sabit döviz kuru sisteminde, ulusal paranın, yabancı paralar ve altın karşısında değerinin devlet eliyle yükseltilmesine (döviz kurunun düşürülmesine) denir. Revalüasyon genelde ihtiyaçtan fazla altın ve dövizin birikmesi sonucu yapılır. Revalüasyon ile bir ekonominin ithalat yapabilmesi kolaylaştırılmakta; ihracat yapabilmesi ise zorlaştırılmaktadır.

4) Resesyon: Ekonomik hayatın canlılığını kaybetmesi, üretim faaliyetlerinin daralması, duraklama, ekonomik etkinliklerde görülen hafif düşmedir.

3. Ekonominin Bileşenleri

1) İhtiyaç: Ekonomide mal ve hizmet üretiminin kendisi için yapıldığı tüm istek ve arzulardır; yeme, içme, barınma, giyinme, gezme, eğlenme vb. İhtiyaçlar; zorunlu ihtiyaçlar (yeme, içme, uyuma, barınma vb.), zorunlu olmayan ihtiyaçlar (sinema izleme, gazete okuma, müzik dinleme vb.) olmak üzere iki türlüdür. Belirli bir ücret, mal veya hizmetle karşılanan ihtiyaçlara ekonomik ihtiyaç denir.

2) Mal ve hizmetler: İnsan ihtiyaçlarını karşılamaya elverişli ve bu amaç için hazırlanmış her şeydir.
Somut ve dokunulabilir yiyecek, ev eşyası, giyecek gibi üretimlere maddi mal, ulaşım, eğitim, sağlık,
bankacılık gibi maddi olmayan üretimlere ise hizmet denir.

3) Kaynaklar: Ekonomik ihtiyaçları karşılamak için gerekli mal ve hizmetlerin elde edilmesinde kullanılan üretim faktörlerini içerir.

4) Üretim: İhtiyaçları karşılayarak toplumsal fayda sağlamak için herhangi bir şeyin yerinde, yapısında, şeklinde değişiklik meydana getirme faaliyetidir. Başka bir ifadeyle üretim; girişimcilerin üretim faktörlerini kullanarak toplumun ihtiyaç duyduğu mal ve hizmetleri üretme sürecidir. Üretim faktörleri: Doğal kaynaklar, emek (iş gücü), sermaye ve teşebbüstür (girişim).
- Emek (İş gücü): Üretime katılan insanın gerek bedensel gerekse zihinsel gücüdür.
- Doğal kaynaklar (toprak): Üretim için gerekli olan hammadde (madenler, petrol, su, ormanlar
vb.), enerjinin sağlandığı ve üretimin yapıldığı yer (fabrika, iş yeri arsası, tarla vb.) dir.
- Sermaye: Üretimde kullanılan her türlü araç-gereci ifade eder. Mesela; yol, baraj, fabrika, tesis, aygıt, donanım, makine vb.
- Girişim (teşebbüs): Üretim faktörlerinden emek, toprak ve sermaye faktörlerini bir araya getirerek üretimi gerçekleştiren etkinliktir. Teşebbüs olmadan bu üç faktör bir araya gelerek üretim gerçekleştirilemez.

5) Tüketim ve Tasarruf: İnsanların üretilmiş olan ekonomik mal ve hizmetlerin faydasından
yararlanmasına tüketim denir. Mesela; sabunu kullanma mal tüketimi, belediye otobüsünden
faydalanma hizmet tüketimi olur. Tasarruf, elde edilen gelirin bir kısmının tüketilmemesi ile oluşan birikimdir. Tasarrufların yeni bir üretim için kullanılmasına ise yatırım denir. Halk arasında arsa veya altın almak bir yatırım yapmak olarak adlandırılır. Oysaki bu tür mal alımının üretime bir katkısı olmadığından ekonomide yatırım olarak adlandırılmaz. Ama zirai araçlar almak ve yol yapmak yatırımdır.

6) Bölüşüm: Üretilmiş mal ve hizmetlerin, üretime katılanlar arasındaki bölüşümüdür. Başka bir ifadeyle bölüşüm “üretim sonucunda elde edilen gelirin üretime katılan unsurlar arasında paylaşılmasıdır.” Gelir, tek bir birey, tek bir işletme için söz konusu olduğu gibi, bütün bir ülke için de söz konusu olabilir. Bütün bir ülke için söz konusu olan gelire millî gelir denir. Millî gelir, “bir ülkede bir yıl içerisinde üretilen mal ve hizmetlerin piyasa fiyatlarına göre değerlerinin net toplamıdır.” Millî gelirin o ülkede yaşayan vatandaşlar arasında dağıtılmasına kişi başına düşen millî gelir denir.

4. Ekonomide Mal, Hizmet ve Fayda Kavramları

Mal

İnsanların ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla üretilen somut nesnelere mal denir. Mesela; ekmek, şeker, telefon, masa, kalem vb. Mallar elde ediliş ve kullanılış biçimine göre ikiye ayrılır.

Elde ediliş biçimlerine göre mallar

- Serbest mal: Elde edilmesi için herhangi bir emek ve maliyet gerektirmeyen mallardır. Mesela; hava, su, güneş ışığı vb.
- Ekonomik mal: Elde edilmesi için emek ve maliyet gerektiren mallardır. Ekonomik mallar ihtiyaçları karşılamak için değişim amacıyla üretilen mallardır. Ekonomiyi ilgilendiren ise yalnızca ekonomik mallardır. Mesela; defter, araba, kumaş, gözlük vb.


Kullanılış biçimine göre mallar

- Üretim malı: İnsan ihtiyaçlarını dolaylı olarak karşılayan ve özellikle yeni bir malın üretiminde
kullanılan mallardır. Her türlü üretim aracı (makineler, traktör gibi) ve ham maddeler (kömür, petrol, çimento gibi) birer üretim malıdır.
- Tüketim malı: İnsan ihtiyaçlarını doğrudan karşılayan mallardır. Mesela; gıda ürünleri, yiyecek
ve giyecekler gibi. Tüketim malları, insanın onlardan sağladığı faydanın süresine göre ikiye ayrılır:
- Dayanıklı mallar: Faydası bir ya da birkaç kez kullanmakla bitmeyen, uzun süreli kullanılan mallardır. Mesela; Cep telefonu, araba, televizyon, bilgisayar, çamaşır makinesi vb.
- Dayanıksız mallar: Bir ya da birkaç kez kullanmakla faydası biten mallardır. Mesela; ekmek, yoğurt, çikolata, kibrit vb.

Hizmet

İnsan ihtiyaçlarını karşılamak için değişim amacıyla ortaya konan etkinliklerdir. Mesela; eğitim, ulaştırma, sağlık, bankacılık, işçilik, berberlik vb.

Fayda

Mal veya hizmetlerin ihtiyaçları karşılamadaki işlevine fayda denir.

5. Ekonomik Sistemler

1) Kapitalist Ekonomi Sistemi

Kapitalist ekonomi sistemi, Avrupa’da 18. yüzyılın sonlarından itibaren egemen olmaya başlamıştır.
Kapitalist ekonomik sistemin temel özellikleri:

  • Üretim araçları (makineler, atölyeler, fabrikalar vb.) özel girişimcilerin elindedir.
  • Özel mülkiyet esastır.
  • Ekonomi serbest piyasa koşulları altında işler. Devlet, ekonomik yaşama müdahale etmez, kontrolünü sağlar.
  • Üretimde belirleyici olan kardır. Üretimde temel amaç kâr etmektir.
  • Temel ihtiyaçların tüketimi dışında tüketim alışkanlıkları yaratılır.
  • Ekonomide birey kendi çıkarı peşinde koşar.

2) Sosyalist Ekonomik Sistem

Sosyalist ekonomi sistemi, kapitalizmin hızla geliştiği 19. yüzyılda ortaya çıkmıştır. Sosyalizm, kapitalizmin yarattığı toplumsal ve ekonomik eşitsizlikleri ortadan kaldırma iddiasıyla geliştirilmiş ekonomik bir sistemdir. Sosyalist ekonomi sisteminin temel özellikleri:

  • Üretim araçlarının mülkiyeti toplum adına devletin elindedir. Özel girişimci yoktur.
  • Özel mülkiyet sınırlıdır.
  • Ekonominin işleyişi devlet kontrolündedir.
  • Üretimde kar amacı güdülmez. Temel amaç toplumun temel ihtiyaçlarının karşılanmasıdır.
  • Ekonomide bireyin değil, toplumun çıkarı önemlidir yani ön plandadır.
  • Üretilenler toplumda eşit şekilde ya da toplumun haklı göreceği eşitsizliklerle dağıtılır.

3) Karma Ekonomik Sistem

1929 ekonomik krizi ve II. Dünya Savaşının yıkıntıları kapitalist sistemin iyileştirilmesini zorunlu kılmıştır. Böylece devlet, vergilendirme politikaları ve sosyal güvenlik önlemleriyle ekonomik hayata daha çok müdahale etmeye başlamıştır. Devlet, birçok alanda yatırımlar yaparak üretim faaliyetlerine katılmıştır. Karma ekonomi sisteminin kapitalist sistemden en önemli farkı; karma ekonomik sistemde bireyler de üretim faaliyetinde bulunabilirler. Ancak, bu sistemde kamu kesimi ve özel kesimin ağırlığı zaman içinde koşullara göre değişir. Karma ekonomi sisteminin temel özellikleri:

  • Devlet ve özel teşebbüs birlikte yer alır.
  • Kapitalizm ve sosyalizm birleşimidir ama daha çok özü itibariyle kapitalizme yakındır.
  • Devlet ekonomiye kısmi olarak müdahale eder.
  • Kamu yararı ile bireysel çıkarlar bağdaştırılmıştır.
  • Özel girişimcinin yatırım yapmayı kârlı bulmadığı alanlarda toplum ihtiyaçlarını karşılamak için devlet girişimde bulunur.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

B. EĞİTİM KURUMU Genel olarak eğitim, mevcut bilgi bilgilerin, becerilerin ve değerlerin yeni nesillere aktarılmasıdır. Eğitim, bireylere bir anlayış biçimi sunarken onları hayata hazırlayıp gerekli görülen hedefler  doğrultusunda yönlendirmeyi de amaçlar. İlk eğitimini aileden alan birey eğitimine akraba, arkadaş, okul çevresi ile devam ederek hayata hazırlanır. Eğitim, örgün ve yaygın olmak üzere iki çeşittir. Örgün eğitim zamanlı, planlı, programlıdır. Okullar örgün eğitimin verildiği yerlerdir. Günümüzde eğitim denilen kastedilen daha çok örgün eğitimdir. Yaygın eğitim toplumun her alanındaki yetiştirme, hazırlama süreçleridir. Konferanslar, gazeteler, radyolar, televizyonlar vb. bu amaçla değerlendirilmektedir. 1. Eğitimin Temel İşlevleri a) Siyasal İşlevleri İyi insan ve vatandaş niteliklerini belirlemek İyi insan ve vatandaş yetiştirmek Lider yetiştirmek Bilinçli seçmen yetiştirmek b) Toplumsal işlevleri Kültürleme ve sosyalleşme süreciyle bireye toplum...
C. DİN KURUMU Din, inanç olgusuna dayanır. Sosyoloji dinsel inançları ve normları bir olgu olarak incelemeye  çalışır. Sosyoloji bu dinsel inançların ve normların doğruluğuyla ve yanlışlığıyla ilgilenmez. Sosyoloji dini bir kurum olarak ele alır ve öteki kurumlarla olan ilişkilerini araştırır. Din, tarihin her döneminde bireyleri ve toplumları etkileyen en önemli kurumlardan biri olmuştur. Dini olmayan hiçbir toplum da görülmemiştir. Din, toplumsal yaşamda, bireylerin bazı davranışlarını olumlu karşılayıp, o davranışların tekrarı için teşvik edip ve sevap olarak kabul ederken bazı davranışlarını ise olumsuz ve günah olarak kabul ederek o davranışların yapılmasını yasaklar. Bu yönüyle din, bireylerin davranışlarının toplumun değer yargılarına uygun olmasını sağlar. Sosyoloji din konusunu sosyal bütünleşme, sosyal çatışma ve sosyal değişmeye etkisi açısından ele almaya çalışır. Sosyolojinin bütünleştirici işlevi en açık şekilde dini ibadet ve ayinlerde görülmektedir. Toplumca ort...